türkiye’de kumar yargı yetkisi tanımlar 10

İTÜ MESLEK YÜKSEK OKULU SAYFALARI

Suudi Arabistan’ın modern şekil ve anlamda bir anayasası yoktur. Genellikle Kur’an’ın bu ülkenin anayasası olduğu kabul edilir. Ancak geleneksel Arap uygulamaları ve toplumsal yapının bazı yerleşmiş ilişkileri devlet yönetimini etkilemektedir. Ancak kraliyet ailesinin öteki nüfuzlu üyeleri, ulemâ ve kabile reisleri yönetim üzerinde etkili olabilmekte ve kralın iktidarını sınırlayabilmektedir. Abdülazîz kraliyet ailesi tarafından tahttan indirilmiş ve yerine ulemâ, danışma konseyi ve kabile reislerinin desteklediği Faysal geçmiştir.

Maddesindeki düzenleme nedeniyle “disiplin tecavüzü” adı altında sınırları ve unsurları belli olmayan bir disiplin suç kategorisi yaratılmıştır[73]. Hangi fiillerin disiplin tecavüzü oldukları ve bunların sayıları belli değildir. Bu konudaki tek ölçüt; fiilin askeri terbiyeyi bozması ve hiçbir yaptırım içeren kanun maddelerine uymamasıdır. Disiplin amirleri, mahiyetinin herhangi bir hareketini askeri terbiyeyi ve disiplini bozduğu gerekçesiyle disiplin tecavüzü olarak nitelendirip cezalandırabilmektedir. Amirler verilen geniş takdir yetkisi karşısında disiplin cezalarına karşı yargı yolunun kapalı olması,  personelin haksız yere cezalandırılmaları durumunda hak arama yolunu kapatmaktadır. Yargının temel işlevi de, aktörlerdeki kuşkuların birlikte giderilmesine odaklanmış bulunmaktadır. Bu süreçte hukuki terimler/kavramlar, argümanların geçerliği, vargıların doğruluğu ve adalet/adaletsizlikler önemli odaklar olarak belirmektedir. Bu nedenle felsefe her hukuk öğrencisi için  gerekli bir alan olarak gündeme gelmektedir. (2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuşolup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam vesonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğininyeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur.

Satılanın devredilmiş olduğu hâllerde, dönme konusunda 260 ıncı maddenin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Satıcının malı alıcıya devredebilmesi için, taksitle satışa ilişkin koşullara uyulması gerekir. Taksitlerin sayısı, tutarı, vadesi ve sözleşmenin süresi. Satıcı, alıcının peşinatı ödemede temerrüde düşmesi yüzünden satılanın devrinden önce sözleşmeden dönerse, alıcıdan sadece ödenmeyen peşinat üzerinden, sözleşmeden döndüğü tarihe kadar işleyecek yasal faiz ile sözleşmenin kurulmasından sonra, satılanın uğramış olduğu değer kaybı sebebiyle tazminat isteyebilir. Ceza koşulu kararlaştırılmışsa, peşin satış bedelinin yüzde onunu aşamaz. Peşinattan vazgeçilmesi karşılığında, satış bedelinde yapılacak artırma hükümsüzdür. Kanunda belirlenen asgari peşinatı tamamen almaksızın, satılanı alıcıya devreden satıcı, peşinatın ödenmeyen kısmı üzerinde istem hakkını kaybeder. MADDE 250- Beğenme koşuluyla satışta alıcı, satılanı kabul etmekte veya hiçbir sebep göstermeksizin geri vermekte serbesttir.

  • Maddesinde düzenlenen yargı bağışıklığından dolayı inceleme kabiliyeti bulunmayan disiplin cezalarına karşı iptal ve tam yargı davası açılamayacağı hususu tartışılmaz.
  • Ele geçirilen uyuşturucu Maddelerin, menşelerinin belirlenmesi amacıyla, bilimsel araştırma ve analizlere tabi tutulması, analiz sonuçlarının bildirilmesi ve konuya ilişkin diğer görevler; “2313 Sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin Yönetmelik” uyarınca yerine getirilir.
  • MADDE 316- Kiracı, kiralananı, sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür.

MADDE 619- Bakım alacaklısı, hakkını başkasına devredemez. Hâkim, sözleşmenin önel verilmeksizin feshini yerinde bulabileceği gibi, taraflardan birinin istemiyle veya kendiliğinden, aile topluluğu içinde yaşamalarına son vererek, bakım alacaklısına ömür boyu gelir bağlayabilir. Mirasçıların tenkis ve alacaklıların iptal davası açma hakları saklıdır. Bakım borçlusu, bakım alacaklısına özellikle uygun gıda ve konut sağlamak, hastalığında gerekli özenle bakmak ve onu tedavi ettirmek zorundadır. MADDE 613- Bakım borçlusuna bir taşınmazını devretmiş olan bakım alacaklısı, haklarını güvence altına almak üzere, bu taşınmaz üzerinde satıcı gibi yasal ipotek hakkına sahiptir. Bakım borçlusu, bakım alacaklısı tarafından mirasçı atanmışsa, ölünceye kadar bakma sözleşmesine miras sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanır. Gelirin süresi ömrüne bağlanmış olan kişi, peşin ödeme öngörülen dönemin sona ermesinden önce ölse bile, o döneme ait gelirin tamamı gelir borçlusu tarafından borçlanılmış sayılır. MADDE 608- Ömür boyu gelir sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz. Gelir borçlusunun veya üçüncü bir kişinin ömrüyle sınırlı olarak bağlanmış olan gelir, aksi kararlaştırılmamışsa gelir alacaklısının mirasçılarına geçer.

(10) Cumhuriyet Savcısı olay yerine gelememişse; yetkili mesleki amirin emri çerçevesinde diğer tamamlayıcı işlemleri yürütmek. Sonuçta, sanığın ya da sanıkların gözaltında tutulma süresine dikkat edilerek; tamamlanmış suç dosyasını bir fezlekede özetlemek, dizi pusulasına bağlayarak; yetkili ve görevli adli makama göndermektir. (9) Cumhuriyet Savcısı olay yerine gelmişse; Jandarmaya ilettiği isteklerini ve verdiği görevleri yerine getirmek; o ana kadar yapılan işlemler hakkında bilgi vererek, düzenlenen belgeleri ve toplanan delilleri teslim etmek. Suç ortaklarının ihbarına ilişkin olarak kanunlarda yeralan özel hükümler saklıdır. Bu yolla elde edilen haberler resmi yazıyla bildirilmemişse duruma uygun bir tutanakla saptanır.

Ancak, fesih dürüstlük kurallarına aykırı ve uygun olmayan bir zamanda yapılamaz. MADDE 377- Aksine anlaşma veya yerel âdet yoksa kiracı, kiralanan hayvanların uğradığı bir zarardan, bu zararın, korumada dikkat ve özen gösterildiği hâlde meydana gelmiş olduğunu ispat etmedikçe sorumludur. Kiracı, almış olduğundan daha fazlasını bırakıyorsa, bıraktığı fazlalık için tazminat isteme hakkına sahiptir; aldığından daha az bırakıyorsa, eksikleri tamamlamak veya değer eksikliğini gidermekle yükümlüdür. MADDE 375- Kiralananı geri veren kiracı, düzenli bir işletmenin gerektirdiği oranda, son yılın samanlarını, hayvan yataklarını, kuru ot ve gübrelerini kiralananda bırakmakla yükümlüdür. MADDE 370- Kiracının iflası hâlinde sözleşme, iflasın açıldığı anda, kendiliğinden sona erer. Ancak, kiraya veren, işlemekte olan kira ve tutanağa geçirilen eşya için yeterli güvence verildiği takdirde, sözleşmeyi kira yılının sonuna kadar sürdürmekle yükümlüdür. MADDE 369- Taraflardan biri, kira ilişkisinin devamını kendisi için çekilmez hâle getiren önemli sebeplerin varlığı durumunda, sözleşmeyi yasal fesih bildirim süresine uyarak her zaman feshedebilir. Aksine bir anlaşma yoksa, tarımsal taşınmazlara ilişkin ürün kiralarında yerel âdetçe uygulanan bahar veya güz mevsimleri için; diğer ürün kiralarında ise herhangi bir zaman için fesih bildirimi yapılabilir. Yenilenen kira sözleşmesi yasal bildirim süresine uyularak, her kira yılının sonu için feshedilebilir. Kiracı, yerel âdete uygun olarak küçük onarımları yapmak, bozulan veya kullanılmayla yok olan düşük değerli araç ve gereçlerin yerine yenilerini koymak zorundadır. Kiracı, kiraya verenin izni olmaksızın, kiralananın işletme usulünü, kira süresinin bitiminden sonra etkisi görülebilecek biçimde değiştiremez.

Yasak faaliyetler neticesinde VUK md. 9/II uyarınca vergiyi doğuran olay gerçekleşmişse vergi hukukunun ahlaki tarafsızlığı gereği, elde edilen kazancın vergiye tabi tutulması karşısında, yasak faaliyet kapsamında yapılan ödemenin de Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/I. Maddesi uyarınca “ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel gider” nitelemesi ile indirilebilecek gider olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. “İhaleden çekilmelerini sağlamak amacıyla yapılan ödemelerin 193 sayılı GVK’nın 40. Maddesine göre serbest meslek kazancı olarak vergilendirileceğini ileri sürmüştür[13]. Buna göre bir kısım dernek, lokal, otel veya münhasıran kumarhanelerde kumar oynatılması halinde bu faaliyet, ticari; elde edilen paribahis ise ticari kazanç kabul edilecektir[7]. Sayıştay’ın yaptığı işin, yargısal olup olmadığı ve kurumun bir Yüksek Mahkeme olup olmadığı tartışmalıdır. Sayıştay da AY’da yargı erkinin düzenlendiği kısımda düzenlenmiştir. Ancak icra ettiği görevin, yargısal olduğunu söylemek güçtür. Md. 1.f.’sına göre kararlarına karşı idari yargı yoluna başvurulamaz. Uyarınca da vergi, benzeri mali yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ve Sayıştan kararları arasında ihtilaf olursa Danıştay kararı esas alınır. Savcıların bir kısım görevlerinin ise yargısal olup olmadığı tartışmalıdır.

MADDE 348- Konut ve çatılı işyeri kiralarında fesih bildiriminin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Genel hükümlere göre fesih hakkının kullanılabileceği durumlarda, kiraya veren veya kiracı sözleşmeyi sona erdirebilir. Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler. Sözleşmede yeni kira döneminde kira bedelinin artırılacağına ilişkin bir hüküm varsa, yeni kira döneminin sonuna kadar açılacak davada mahkemece belirlenecek kira bedeli de, bu yeni dönemin başlangıcından itibaren geçerli olur. Sözleşmede kira bedeli yabancı para olarak kararlaştırılmışsa, beş yıl geçmedikçe kira bedelinde değişiklik yapılamaz. Ancak, bu Kanunun, “Aşırı ifa güçlüğü” başlıklı 138 inci maddesi hükmü saklıdır. Beş yıl geçtikten sonra kira bedelinin belirlenmesinde, yabancı paranın değerindeki değişiklikler de göz önünde tutularak üçüncü fıkra hükmü uygulanır. MADDE Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır.

Maddede öngörülen özgürlük kısıtlamasının içeriği bireyin fizik yahut beden özgürlüğü; diğer bir deyimle, bir yere kapatılmaması, tutulu (yakalama, gözaltı vb.) veya tutuklu bulunmaması hakkıdır[544]. Düzenlemeyle gözaltına alma ve tutuklama sürelerini kısıtlayarak ve  bazı şartlara bağlayarak, kişi özgürlüğünün devlet tarafından keyfi bir şekilde ihlal edilmesinin önlenmesi amaçlanmıştır[545]. Halen uygulama imkanı bulunan bu disiplin cezası artık kıtası huzurunda infaz edilmediğinden kişiyi teşhir etme niteliği ortadan kalmıştır. Askerlik hizmetinin ve asker topluluğunun bünyesindeki özelliklerin doğurduğu bir ihtiyacı karşılar. Askeri Ceza Kanununun konu ile ilgili hükümlerinin bir arada gözden geçirilmesi cezanın niteliğini bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkarmağa yetecektir. “Yaşama hakkı” mutlak, sınırı olmayan bir hak değildir. Madde, aynı zamanda sözkonusu olabilecek sınırlamaları (istisnaları) belirtmiştir. Sözleşme, kişisel ve siyasal hakları düzenlemenin yanı sıra, Sözleşmeci Devletler tarafından üstlenilen yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlamak için bir mekanizma kurmuştur. Sözleşme’nin ilk halinde bir Sözleşmeci Devlet aleyhine şikayet, ya diğer Sözleşmeci Devletler tarafından veya bireysel başvurucular (bireyler, birey toplulukları veya hükümet dışı örgütler) tarafından yapılabilirdi. Ancak bireysel başvuru hakkının tanınması ihtiyari idi; bu nedenle, sadece bireysel başvuru hakkını tanımış Devletler aleyhine bu hak kullanılabilirdi.

Bu tebligatın Jandarma aracılığıyla yaptırılabilmesi için, tebligatı çıkaran makamın kendi memurları ile yapamayış nedenlerini açıklamak suretiyle o yerin mülki amirine başvurması ve mülki amirin de yazılı istekte bulunması gerekir. Ayrıca yukarda belirtilen kimseler dışındakilerin üzerleri, konut ve işyerleriyle, bu niteliği taşımayan diğer kapalı yerlerinde de arama yapılabilir. Ancak bu durumda arama yapılabilmesi; aranmakta olan şüpheli ya da sanığın, suçla ilgili iz ve delillerin, belirtilen yerlerde ya da kimselerde bulunduğu kuşkusunu uyandıran ve başka türlü düşünme olanağı bırakmayan olayların varlığına bağlıdır. Sanıkların içinde tutulduğu ya da kovalanırken girdiği yerler ile genel güvenlik gözetimi altında bulunan bir kimsenin oturduğu yerlerin aranması durumunda böyle bir sınırlandırma söz konusu değildir. Ağır cezalı suçlar dışında kalan cürümler ile 3005 sayılı Kanunda sayılarak gösterilen kabahatlere, 3005 sayılı Kanun çerçevesinde suçüstü hükümleri uygulanabilmesi için,bu suçların ve asliye mahkemesinin kurulu bulunduğu ilçe merkezinin belediye sınırları içinde,ya da bu belediye sınırları dışında ise, panayırlarda işlenmiş olması gerekir. İlçelerin mülki sınırları içinde kurulan pazarlardan, panayır niteliği taşıyanlar; Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine, İlçe Jandarma bölük Komutanının görüşü alındıktan sonra, o yer mülki amiri tarafından belirlenir ve Cumhuriyet Savcılığına bildirilir. (3) Birinci fıkradaki hizmetikabul eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Türkiye CumhuriyetiHükûmetine karşı silâhlı isyanı idare eden kişi, ağırlaştırılmış müebbet hapiscezası ile cezalandırılır. İsyana katılan diğer kişilere altı yıldan on yılakadar hapis cezası verilir. (8) Gözaltına alınan, tutukluveya hükümlünün, muhafaza veya naklî ile görevli kişinin dikkat ve özenyükümlülüğüne aykırı davranmasından yararlanarak kaçması hâlinde, altı aydan üçyıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) Mahkeme huzurunda ya dayemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğeaykırı olarak tanıklık yapan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıverilir. (2) Suçun yargı görevi yapankişilere karşı işlenmesi hâlinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasınahükmolunur.

()


Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *